Zahit Bey;
Çok küçük yaşlarda çalışma hayatına başladığınızı ve bugün bir marka olduğunuzu biliyoruz. Bize Zahit Balbay'ı ve Zahit Alüminyum'un bugünlere nasıl geldiğini anlatır mısınız?
Küçük yaşlarda çalışmaya başlayan ve halen çalışma hayatını çok aktif bir şekilde devam ettiren, üretmeyi çok seven, sürekli yenilikleri takip ederek kendini ve beraberinde işini geliştirmeyi ilke edinen bir yapıya sahibim.
Bu sektöre ahşap kapı pencere yapan bir atölyede çırak olarak çalışmaya başlayarak girdim. Çalıştığım atölye o zamanlar yeni bir işe girmeye yani alüminyum profilli malzemeden kapı pencere üretmeye karar verdi. Ancak yanında çalıştığım ustalarımda neyin nasıl yapılacağını bilmiyorlardı. İstanbul'dan bir kamyon malzeme ve üretim için gerekli olan makineleri getirmişler. Bize, “Bu alüminyum” dediler. “Kasası bu, kanadı bu, matkap da bu” diyerek önümüze malzemeyi bıraktılar. Bana kimse ne yapacağımı, nasıl yapacağımı söylemedi. Yapboz yöntemi ile üç günde bir kapıyı yapabildim. Zaman içerisinde de işi öğrenerek ve tecrübemizi geliştirerek “Zahit Usta” olduk. Belirli bir zaman sonrasında “Ben bu işi yapacağım” diyerek, bugünün parasıyla 3-5 bin liralık, borç alınmış bir sermaye ile küçük bir atölye açtım. Çalıştığım çevrede de “Zahit Usta” olarak tanındığım ve güven kazandığım için atölyemin adını da “Zahit Alüminyum” koydum. Amacım, bana iş vereceklerin, kime iş verdiklerini bilmelerini sağlamaktı. Zahit Alüminyum olarak başlangıçta 32 metrekarelik bir alanda faaliyet göstermeye başladık. Çok kısa süre içerisinde de130 metrekarelik yeni atölyemize geçiş yaptık. Sektörde yer aldıkça pazarda artan talebi ve hızlı büyümeyi gördük ve gelişen pazara daha hızlı cevap vermek adına 1991 yılında bir yandan atölyeciliğe devam edip ürettiklerimizi satarken diğer tarafta pazarlama işine de girdik.
1996 senesinde alüminyum küçük bir elektrostatik toz boya tesisimizi kurduk ve faaliyete başladık. 1998 senesinde 900 tonluk bir alüminyum ekstrüzyon presi kurarak, ilk malımızı üretmeye başladık. Sonuç olarak Zahit Alüminyum firması olarak1998 yılında başlayan ve 11 senedir devam eden bir sanayicilik geçmişine sahibiz.
Sanayiciliğe girişimiz ile de sektördeki büyümeyi ve teknolojik gelişmeyi takip etmek beraberinde pazarı daha iyi tanımak adına 1 yıllık yapmış olduğumuz araştırmalar ve hazırlık süreci sonucunda 1999 yılında İstanbul'daki fabrikamızı açtık. Adana'daki fabrikamızda üretim konusunda büyümemize ve yatırımlarımıza devam ederken, 10 senelik bir süre boyunca bu işin başlangıç yeri ve ticaret merkezi olan, alüminyum firmalarının ağırlıklı olarak bulunduğu İstanbul'da bulunarak pazarı, rakiplerimizi ve teknolojik gelişmeleri yakından takip ettik. Diğer tarafta Anadolu dışında kalan Batı tarafındaki müşterilerimizi de kendimizi daha iyi tanıtma fırsatı bulduk.
10 yılın sonunda hedeflerimize büyük ölçüde ulaştık. Zahit Alüminyum sadece üretim veya işgücü alanında büyümedi. Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşların arasında yer buldu. Adana'dan tüm dünyaya Zahit Alüminyum markasını yayabilmek için, ciddi gayret sarf ettik. Markalaşma konusunda ciddi yatırımlar yaptık. “Aluminance” markasını oluşturduk ve pazara ve müşterilerimize tanıtmak için yatırımlarımızı hızlandırdık. Sistem yatırımlarına hız verdik ve halen devam ediyoruz.
Çok hızlı bir büyüme trendine girdiniz. Yatırımlarınıza hız verdiniz. Bu kadar hızlı çalışmaların sebebi nedir?
Bir defa biz çok çalışan bir kuruluşuz. Her şeyden önce de kaliteli hizmet vermek istiyoruz. Prensipli davranmak istiyoruz. Bunun içinde pazarın gerektirdiği şartları ve yenilikleri sürekli takip ediyoruz. Her zaman daha iyisini yapmak adına kendimizi eleştiriyor ve geleceğe yönelik yatırımlar yapıyoruz. Geçmişten bu güne gelişmelerimiz hep ”İstikrar, Güven, Kalite” sloganımız çerçevesinde oldu. Hem ürettiğimiz ve sattığımız malda hem satış sonrası hizmetlerimizde hem de ticari ilişkilerimizde her zaman bu yolu izledik. Bu anlayış ve prensiple buralara geldik. Bizi tercih eden arkadaşlarımızı ve dostlarımızı, en ufak bir sıkıntıya düşürmeden onlarla olan bağlarımızı sürekli güçlendirerek bugünlere geldik. İstikrar, güven, kalite sloganımızın temelinde de işimize ve müşterilerimize duyduğumuz saygı vardır. Bunu en iyi şekilde yaptığımızı düşünüyorum. Her zaman daha başarılı olmayı kendimize ilke edinmiş bir firmayız. Sürekli yenilenmek ve geliştirmek aynı zamanda bunu ekibe yansıtmanın gerekliliğinin bilincinde olan bir firmayız. Zahit Alüminyum olarak bugün geldiğimiz nokta belki çok iyi bir yer olabilir ama ben daha iyisini yapabileceğimize inanıyorum. Bugün eskiye bakın. Doğrama profilleri ne haldeydi? Bugün sistemler üretiyoruz. Kalite ne haldeydi? Bugün uluslararası kalite belgelerini konuşuyoruz. Yani işin başından buyana pazarın hızlı gelişmesinden ve bizimde yeniliği takip etmeyi kendisine ilke edinen bir firma olmamızdan yatırımlarımıza da, büyümemize de sürekli yükselen bir ivmeyle hız vererek bugünlere geldik. Örneğin bugün kompozit panel üretimine giriyoruz. Kompozit panel işine girmeden önce ülke ülke dolaşarak, pazarı ciddi araştırdık. Bir işe girişeceksen ve başarılı olmak istiyorsan her şeyi iyi bilmen lazım. Daha uygun daha kısa sürede kompozit üretimine geçebilirdik, ama bunu yapmadık. Çünkü sektörümüz teknolojik gelişmeden inanılmaz etkilenen bir yapıya sahip ve 1-2 yıl sonra pazarın gereklilikleri nedeniyle üretimde eksik kalmaktansa şimdiden en iyi tesisi kurmak istedik. B1 normlarında, yangına dayanıklı alev almayan kompozit panel üretecek tesis kurduk. Bunun için daha fazla bedel ödüyor, daha fazla zaman harcıyor olabiliriz. Ama buna değeceğine inanıyoruz, çünkü işi bilmek her şeyi çözüyor…
Tesisimi herkese gösteririm. “Bende gizli teknoloji var” demem. Çünkü insanlarla bilgi paylaşmaktan ve öğretmekten mutlu oluyorum.
Sayın Balbay; şunu da yapsaydım dediğiniz bir şey oldu mu?
Herkesin hayatında, şunu şöyle yapsaydım dediği bir şey vardır. Benim de yanlış yaptığım olmuştur ama bunlar atlatılmıştır. Önemli olan bu hatalardan ders alarak ve hiç durmadan yoluna devam etmektir.
1998 senesinde başladığınız üretim sürecinden, 2009'a neler değişti, neler yaşandı Zahit Alüminyum'da?
1998 yılında ilk profilimizi üretmeye başladık ve tabi en iyi şekilde satış yapmak için de bu profili müşterilerimize tanıtmamız gerekiyordu. Bu sürede ramazan ayına denk gelmişti. Bizde toplu olarak 180 kişiye ürünümüzü tanıtmak yerine 30 gün boyunca her akşam 6 kişiye verilen yemek ile ben ve satış elamanım hem ürünümüzü müşterilerimize birebir anlattık hem de onlarla olan dostluğumuzu daha da güçlendirdik. Evet bugün çok daha fazla müşterimiz var, herkesle tek tek ilgilenme şansını bulamasak da hem ticari ilişkimizi hem de dostluklarımızı her zaman güvenilir ve istikrarlı devam ettirmeyi kendimize misyon edinmiş bulunuyoruz.
1998 yılında 4.000 metrekaresi kapalı olan 6.000 metrekarlik bir alanda üretim yapıyorduk. Şu anda Adana Hacı Sabancı Organize Bölgesi'nde 3 fabrikamız var. İlk kurulan 6.000 metrekarelik fabrikamızda şu anda araştırma geliştirme ve sistem çözümleri üzerine çalışmalarımız yapılıyor. 2'nci fabrikamız da toplamda 40.000 metrekarede 28.000 metrekaresi kapalı alan üzerine kurulu. Bu fabrikamızda alüminyum üretimine devam ediyoruz. Son olarak da kompozit üretim hattını kurduğumuz 50.000 metrekarede 12.750 metrekaresi kapalı olan 3'ncü fabrikamızı aldık. Yıllık 20.000 tonluk billet döküm tesisi ve 6 adet alüminyum ekstrüzyon profil hattıyla toplam 15.000 ton ekstrüzyon profil üretim kapasitesine sahibiz. Tesisimizde 7.000 ton kapasiteye sahip 2 adet elektrostatik toz boyama hattı, yeni tesisi ile birlikte yıllık 12.000 ton eloksal yüzey kaplama hattı ve aynı zamanda yıllık 300 ton ahşap kaplama hattı da bulunmaktadır. Bunun yanında tesisimizde 2 adet PVC Ekstrüder Profil hattı sayesinde yıllık 2.000 ton PVC ekstrüder profil de üretilmektedir. Firma olarak bünyemizde de 400 civarında çalışanımız bulunmaktadır.
Alüminyum sektörünün şu andaki durumundan bahsetmenizi istesem neler söylerdiniz Zahit Bey?
Türkiye'de alüminyum sektörü diğer sektörler ile karşılaştırdığımızda en iyiler arasında diyebiliriz. Şu anda alüminyum sektörünün doğru yolda ilerlediğini düşünüyorum. Bu işi çok ciddi anlamda alıp sürükleyen firmalar var. Biz de onlardan biri olmak için uğraşıyoruz. Pazarın olmazsa olmaz şartları gereği büyük firmalar sürekli teknoloji ve kaliteye yatırım yapıyor. Ne kadar şikayet edilse de, bu sektörde para kazanılıyor. “Bugün para kazanamıyorum bu işten” diyenler önümüzdeki yıllarda çok daha fazla zorlanacaklar. Çünkü pazar geliştikçe şartlar daha da keskinleşecek, bu sektörde artık en iyi olanlar kazanacak. İnsanlar daha çok çalışıp daha az kazanmayı kabul etmek zorunda kalacaklar. Bizler Zahit Alüminyum olarak buna hazırlanıyoruz. Daha iyi olmak zorundayız. Her yıl belirli planlar çerçevesinde olacak şekilde gelişmemizi korumak zorundayız.
Özellikle imalat sektörünün Türkiye'de alüminyum konusunda ciddi gelişme sağlayacağı söyleniyor. Buna katılıyor musunuz?
10 yıl önceki alüminyum sektörü ile şimdiki sektör arasında dağlar kadar fark var. Neden? Çünkü alüminyum sektörünün yapısı değişiyor. Bunu siz daha iyi biliyorsunuz. Bugün tesislerimiz Avrupa ayarında olmaya başladı. Şu anda Türkiye'deki firmalarımız gördüğüm kadarıyla iyi yatırım yapıyor. Yapmayanlar çok geride kaldı. 20 yıl önceki, 10 yıl önceki lider firmalara bakalım. Sıralamaya bakalım. Bugün o firmalar ne durumda, kaç tanesi ayakta durabiliyor? Çünkü bir dönem vardı ki pazar çok yeni olduğu için, talep arzdan fazla olduğu için iyi üreten de kötü üreten de satıyordu. Ancak geçmişten bugüne bu süreçte gelişmeyi takip etmeyen firmalar kendiliğinden bu pazardan elendiler ve elenecekler. Her şey yatırımla, gönül vermekle oluyor. Biz Zahit Alüminyum olarak 10 yıl evvel ayda 50 ton üretirken, bugün 1.000 ton üzerinde alüminyum üretebilecek güçteyiz. Bu bir gelişimdir. Herkes bunu yapanla yapmayanı ayırt edebiliyor. Alıcılar da artık büyüyen, istikrarlı firmalarla çalışmak istiyorlar. Biz sonuna kadar bu yarışın takipçisi olacağız.
Yeni yatırımlarınız olacak mı Zahit Bey?
Mevcut profil üretim tesisimizde teknolojik bir iyileştirme yapıyoruz ve aylık kurulu gücümüzü 300 ton üretim kapasitemizi artıracak yeni bir pres yatırımına girdik. 2010 yılında o da devreye girecek.
B1 normlarında alev almayan ve yangına destek vermeyen kompozit panel üretimine çok yakın zamanda başlıyoruz.
50 bin metrekaresi açık, 12 bin 700 metrekaresi kapalı alandan oluşan yeni fabrikalarımızda dış cephe kaplamalarına yönelik B1 normlarında alev almayan ve yangına destek vermeyen kompozit panel üretimine çok yakın zamanda başlıyoruz.
Kurulu kapasitemizi 150 bin metrekare/ay olarak kurguladık. 5 milyon doları fabrika ve tesis yatırımı, 5 milyon doları işletme sermayesi olmak üzere toplamda 10 milyon dolarlık yatırım ile yola çıktık. Şu anda 3 milyon dolardan fazlası harcanmış durumda. Bu sektörde eğer biz bu kapasiteyi üretir satarsak, Türkiye pazarının bugünkü şartlarda yaklaşık yüzde 20'sine tekabül ediyor. Bu ürünümüz ALUMINANCE, ZAHİTBOND ve ALUCAT markalarıyla pazarda sunulacak
Bu yatırımın devamında peş peşe 2-3 yatırımımız daha olacak, çalışmalarımız var. Niye bu yatırımları yapıyoruz? Öncelikle bölge farkımız var yani biz alüminyum üreticileri genelde İstanbul merkezlidir ve bugüne kadar da hep öyle olmuştur. Ama biz profil üretimine geçince bu bölgede çok etkili olduk. Şimdi bölgede eksikliğini gördüğümüz ve bizim işimizle ilgili olan diğer yatırımları sürekli araştırma halindeyiz. Hem farklı sektörlerde araştırma yapmak istiyoruz hem de çok uzaklaşmak istemiyoruz.
Diğer taraftan şu anki kurulu gücümüz ile Türkiye alüminyum pazarından yüzde 10 civarlarında pay alıyoruz ve alüminyum sektöründeki büyümelerimiz devam edecek. Üretimimiz içindeki yüzde 20-25 oranında paya sahip olan ihracatlarımızı dış pazarlara yönelik çalışmalarımıza ağırlık vererek İhracatımızı yüzde 40'lara çıkarmayı hedefliyoruz.
Önümüzdeki 5 yıl içerisinde firmanızı görmek istediğiniz nokta nedir?
5 yıl öncesine gidiyorum ve o zaman neyi hayal ediyordum şimdi bulunduğumuz noktaya baktığımda bayağı bir değişiklik olduğunu görebiliyorum. Aynı yoldan hareketle 5 yıl sonrasını düşündüğüm zaman da firmamızı Türkiye'nin İlk 500 Büyük sanayi kuruluşu arasında görüyoruz. İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) “Türkiye'nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2008 Yılı Raporu”nda basamak atlayarak listedeki yerimizi 429'dan 391'e taşıdık. Zaten büyüyen sanayi kuruluşları arasına bakıldığında bir önceki yıl listede yoktuk. Geçen yıl 429'dan girdik. Bu yıl 391'e çıkmışız. Bir sonraki hedefimiz 300'üncü sıralara yerleşebilmek. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde İlk 500'e girmek, 'amiral gemisine' binmek istiyoruz. Çalışmalarımızın da bize bu sonucu göstereceğine inanıyoruz. Çünkü bir dönem öncesinde bölgemizde pazarı kontrol eden, pazarda hakim olan firma hedefini koymuş, onun mücadelesini vermiştik ve bir dönem sonra oraya geldik. Bölge liderliğimiz Türkiye çapında kabul edildi. Ülke genelinde liderliğe doğru gidiş mücadelesi veriyoruz. Hedefimiz, ülke genelinde sektörde söz sahibi olan ilk 5 firmadan biri olmak.
Küresel krizin Türkiye'ye etkisi ne oldu sizce?
Biz maalesef sürekli kriz yaşayan bir ülkeyiz. Tabi doğal olarak küresel krizden biz de payımıza düşeni aldık ve birçok sektör bundan ciddi etkilendi. Ancak alüminyum sektörüne baktığımızda diğer sektörlere nazaran biraz daha az etkilenerek bu krizden çıktığını söyleyebiliriz. Bence artık küresel krizden bahsetmeden önümüze bakmamız ve çalışmalarımıza bütün emeğimizle devam etmek en doğrusu olacak.
Bu süreç içerisinde devletin bir desteği oluyor mu size, ya da şöyle söyleyim; neler bekler bir sanayici devletten?
Sanayici olarak devletten tek isteğimiz, bize bürokrasi yolu ile engellemesin. Sanayicinin işini ne kadar zorluklar içerisinde yaptığını görüp, işimizi kolaylaştıracak, daha rahat büyümemizi sağlayacak destek sağlamasını istiyoruz. Yani biz devletten para istemiyoruz. Üretim yapıyorum, gazıma, elektriğime kadar ben çekiyorum, suyumu arıtıp tekrar hayata kazandırıyorum, doktorumu dahi ben tutuyorum. Ben doktorun odasını hazırlıyorsam devlet doktoru versin isterim. Bugün bu kadar ciddi üretim yapıyorsam, yolumu çözsün, kullandığım enerjiye, suyuma çözüm getirsin isterim.
Size özel olarak hazırladığım sorularım var. Sizden ricam dergim adına bu sorulara tüm içtenliğinizle cevap vermeniz: Alüminyum sektöründe birlik beraberlik var mı, yok mu? Varsa hangi seviyede, yoksa neden sağlanamıyor?
Sektörümüz içerisinde birlik ve beraberliğin olması gerekiyor. Ancak, maalesef yok. Bir sektörde birlik iki türlü olur: Bir; bağlı bulunduğun sektör çok yeni bir sektördür, firma olarak birbirine destek olmak ve hızlı bir şekilde sektörün kalkınması için birliktelik olur. Bir de; tam profesyonel firmaların olduğu sektörün gelişimini hızlandırmak için birlik beraberlik ve destek olur. Biz şu anda alüminyumcular olarak, belli şeyleri çözdük ama halen birliktelik ve destek açısından eksiklerimiz olduğunu söyleyebilirim. Birlik oluşacak ama zaman buna ev sahipliği yapacak diye düşünüyorum. Son olarak da, şu an var olan derneğimizin de daha iyi şartlarda yönetilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Türkiye imalat sektöründeki büyük firmaların bile yurtdışına malzeme satabilmek adına, çok ciddi taviz verdikleri söyleniyor. Bunun fiyat olarak ortaya çıktığı belirtiliyor. Rekabet koşulları bu sebeple kısa süreli avantaja dönüşse de, ileriki dönemlerde dezavantaj olarak karşımıza çıkacaktır. Siz buna katılıyor musunuz?
Evet, bu şekilde yurt dışına satış yapıldığı söyleniyor. Tabiî ki bu şekilde olunca rekabet avantajlarının etkilenebileceğine ben de katılıyorum. Ancak kriz nedeniyle özellikle dış ticaret ağırlıklı çalışan firmaların ve beraberinde iç pazarda satışları düşen firmaların ellerindeki malı satma kaygılarından bu durumun oluştuğunu düşünüyorum. Bence hak etmediği fiyata kimse malını satmak istemez. 10 sene evvel çok kötü üretimden sonra her türlü satışı yapılıyordu. Ancak bugün mümkün değil, çünkü sürekli ucuz mal satan bir firmanın bugün ki şartlarda yatırım yapmadan ve gelişmeleri takip etmende bu sektörde var olması çok zor. Biraz öncede söylediğim gibi artık bu sektörde var olmak için şartlar çok keskin, iyi olmayanv kazanamaz. Zamanında kalitesiz ve ucuza mal satan firmalar kendi işini yan sektörlere kaptırmaya başladılar. Ancak sonra tekrardan kendi kendini toparladılar. Sonuç olarak ben firmanın pazarda her zaman en ucuz satarak ya da en pahalı satarak başarılı olabileceğine inanmıyorum, bir şeyleri dengelemek ve terazide tutmak lazım.
Alüminyumda yaşanan KDV tevkifatın kaynağında alüminyumcular olduğu, çözüm bulmaya çalışanların da alüminyumcular olduğu düşünülüyor. Siz buna katılıyor musunuz?
Bu birliğin adı altında alüminyum sektörüne yapılmış önemli hatalardan biridir diye düşünüyorum. Bunun da en büyük kaynağı yeterli birlikteliğimizin olmaması ve biraz da sahipsizliğimiz diyebiliriz. Şikâyetçi olanların sayısı arttıkça bu iş çözülecek ve sıkıntılar bitecektir. Bu neden PVC sektöründe olmadı, niye başka sektörlerde olmadı da, tam büyüme trendini yakalamış olan alüminyum sektöründe oldu diye insanın aklına takılmıyor değil.
Bir diğer konu da, yurtdışından kompozit panellere kota getirilmesi konusudur. Ben en başında kota getirilmesini doğru bulmuyorum. Ancak kotanın konulmasından sonra yurt dışından kompozit panel getirmek zorlaştığı için sektörümüzde ciddi anlamda alüminyum kompozit panel imalatına yatırım yapılmaya başlandı. Fakat süreç tersine dönerse yani tekrardan kotanın kaldırılması ile bu malzemelerin getirilişine izin verilirse bunca yapılan yatırımın geleceğinin riske gireceğini ve ciddi yatırımlar yapan önemli firmaların zarar göreceğini düşünüyorum.
Öğrenme isteğim çok yüksek olduğu gibi, bildiklerimi paylaşmayı da çok seviyorum.
İşlerimin yoğunlu nedeniyle tenis oynamak, yürüyüş yapmak, kitap okumak gibi yapmaktan çok zevk aldığım hobilerim olsa da şu anki iş yoğunluğum nedeniyle çok fazla zaman bulamıyorum. Kişilerle sohbet edip fikir almayı çok seviyorum. Çünkü insanın her şeyi bilmesi mümkün değil ve fikir aldıkça beyni daha dinç oluyor, kendisini besliyor. Yapı olarak kendi kararını vermeyi seven ama aldığım fikirleri de bu karalar çerçevesinde değerlendiren biriyim. Öğrenme isteğim çok yüksek olduğu gibi, bildiklerimi paylaşmayı, karşımdaki kişiye bir şeyler aktarmayı da aynı derece seviyorum. Sağlığıma ve beslenmeme çok dikkat eden bir kişiyim. İyi bir aile babası olduğumu düşünüyor ve bundan büyük mutluluk duyuyorum. Son olarak bu işyeri de benim çocuğum gibi olduğu için çalışmaktan, İSO'nun yapmış olduğu en büyük sanayiciler anketinde her geçen yıl yukarılara çıkmaktan da büyük mutluluk duyuyorum.
Beklentileriniz neler olacak?
Hedefimiz, bulunduğumuz noktada en iyisi olmaktır. Bunun için çalışırken müşterilerimizle olan ilişkilerimizi daha da güçlendirmek ve yeni müşteriler kazanmak da doğal olarak hedeflerimiz arasındadır. Bu hedefe ulaşmak için de, daha kaliteli üretim yapmaya gayret sarfedeceğiz. Sahip olduğumuz değerleri daha üst seviyelere getirmek istiyoruz. Amacımız sadece 1.000 ton üretiyorsak 2000 tona çıkarmak değil, O 1000 tonu daha verimli hale getirmektir. Bunun için mücadele edeceğiz. Zahit Alüminyum ve Zahit Pazarlama firmalarımız var. 2010 yılında da bir sistem firması kurmayı hedefliyoruz. Aluminance bir üretim firması olmayacak. Tamamen Ar-Ge çalışmaları yapan bir sistem firması olacak. Biz iyi olan her işi örnek alan bir firmayız. Bunların hepsini kendi imkânlarımızla yapacağız.
Son olarak şahsım adına, firmam adına, Alüminyum Yapı Dergisi çalışanlarını yürekten kutlamak istiyorum. Çalışmalarınızla hem sektörümüze hem de bizlere ışık tuttuğunuz ve bütün gelişmeleri yakından takip etmemizi sağladığınız için teşekkür ediyorum.
Bizlerde size teşekkür ederiz, Sayın Balbay