Henüz bir yıllık bir firmayı ziyaret ettik. Ama bir yılın çok ötesinde bir tecrübe, kararlılık ve ciddiyet gördük. Obal Alüminyum’dan bahsediyoruz. 14 Mayıs 2012 tarihinde kuruluşunu tamamlayan bir firma. Alüminyum profil üretimi, eloksal kaplama ve statik toz boyama işlemleri yapıyor. Firmanın genel müdürü alüminyum sektöründe yeni. Daha önce farklı büyük firmalarda görevler almış ama alüminyum piyasası gündemine gireli çok olmamış. Firmanın üç ortağı var. Bu ortaklardan ilki; Perde sektöründe bir dünya markası olan Oba Perde. Çakıray Alüminyum Doğrama ve Cephe Sistemleri firması ise ikinci ortak. Diğer bir ortak ise Ankara'da alüminyum pazarlamada söz sahibi firmalardan biri olan Dörtel Alüminyum. Bu üç kıymetli gücün birlikteliğinden doğan, kısa ve uzun vade hedefleriyle göz dolduran bir firma Obal Alüminyum. Büyük tonajlı işleri hedefliyorlar, orta doğu ve sonrasında Avrupa ihracat açısından odaklandıkları bölgeler. Genç nesile, teknolojiye güveniyorlar. Firmanın genel müdürü Hüseyin Beyle keyifli bir sohbet imkanımız oldu ve bütün bunları konuştuk. Uzun sohbetimizin satır başlarını sizler için derledik.

Çok yeni bir firmasınız, bize biraz tanıtır mısınız firmanızı?

2012 Mayıs ayında kurulduk. Faaliyete 2013 Mart ayında başladık. Önce ekstrüzyon tesisini devreye aldık.  Daha sonra boyahane ve en son eloksal tesisini faaliyete aldık. Şu anda 3 presle çalışıyoruz. 800-1100 ve 2000 tonluk preslerle imalat gerçekleştiriyoruz. 4-5-7” ebatlarda profil çekiyoruz. Toplam aylık 1.200 ton kapasite düşünüyoruz. İlk bir sene hem pazarı hem de müşteriyi tanımak istiyoruz. 1 sene sonra maksimum kapasiteye çıkmayı hedefliyoruz. Toplam 3 ortaklı bir kuruluşuz. Perde sektöründe bir dünya markası olan Oba Perde bunlardan biri. Yine konusu cephe ve doğrama olan kalitesi üst düzeye çıkmış bir firmamız olan Çakıray Alüminyum Doğrama ve Cephe Sistemleri firması var. Diğer bir ortak Ankara'da alüminyum pazarlamada söz sahibi firmalardan biri olan Dörtel Alüminyum. Her bir ortak konusunda çok ciddi pazar payına sahip. Bu 3 ortağın Obal Alüminyum A.Ş ye çok büyük bilgi paylaşımı sağlayacağına inanıyoruz. 

Firmanın kurulu kapasitesinden bahseder misiniz?

42.000 m2 açık alan 11.440 m2 kapalı alana sahibiz. 

Ne tarz işler var hedeflerinizde?

Önceliğimizi uzun vadede ağır tonajda iş yapacağımız malzemelere vermek istiyoruz. Otomotiv sektörüne, ağır sanayiye ve inşaat sektörüne gireceğiz. Düseldorf ve Evteks fuarlarına katıldık daha imalat başlamadan çünkü biz bunun reklamını yapmak istiyorduk. Ekim ayında Aluexpo fuarına gireceğiz imalatçı olarak. Olabildiğince kaliteli bir şekilde katılmak istiyoruz. 

Sizi bu sektöre çeken şey neydi?

6 senelik bir çalışma hayatım var bunun büyük bölümünü Eren Holding'te gerçekleştirdim. Daha sonra babamın inşaat firmasında yurt içi ve dışı işlerde 1.5 sene çalıştım. Ama alüminyum sektöründe çok yeniyim. Tanıma devresindeyim, araştırma devresindeyim. 

Bana ilk iş teklifi geldiği zaman, araştırmalar sonucu alüminyumun sürekli ticaret yapılabilecek dünya pazarlarında sürekli kabul gören hem imalatının hem de satışının zevkli olduğu ve çeşidin en bol olduğu bir malzeme olarak gördüm ve tanıdım. Bugün üçüncü dünya ülkelerine kadar kullanılabiliyor ve sonsuz seçenek var. Benim gördüğüm 3.000 kalıp var. Herşeyi yapabilirsiniz müşteriye malzeme satamayız diye birşey yok ve yeniliklere açık bir ürün. Bu bizi teşvik ediyor, güçlü tutuyor imalatçı olarak. Beni çeken de bunlardı.

Benim burada hayalim işimi en iyi yere getirmek. Öncelikle ülkemize katkı sağlamak istiyoruz. Kendi pazarlarımıza karşı dimdik durmak lazım daha sonra ihracat yapacağımız ülkeleri kapsayan çalışmayı başlatacağız. Kalite kelimesini söylemektense uygulamak isteyen bir kuruluşuz. En büyük hedefimiz Obal Alüminyumu bir dünya markası yapabilmek. Ekibimizi en kısa zamanda efektif bir şekilde 200 sayısına ulaştırmak istiyoruz, bu da bölgeye ciddi anlamda katkı sağlayacak diye düşünüyoruz. 

Çünkü artık iş profesyonellerin elinde, artık ustalar yerine gençlerin önünü açmaya çalışan bir sektör izlenimi var.

İhracat konusunda düşüncelerinizi alabilir miyiz?

En önemli pazarımız körfez ülkeleri ve Irak olacak. Çünkü o bölgeden çok ciddi talepler geliyor. Bu sıralar İsrail'le görüşüyoruz ama yakın gelecekte Avrupa da olacak. 

Biz her zaman kapalı kutu olmanın karşısında olacağız. Bugün yatırımlarımızdan herkes haberdar olacak. Biz hedeflerimizle büyüyeceğiz, saklanarak kenarda durup bir şeyleri gizli gizli yaparak bu işi yapmak istemiyoruz. Şeffaf olmak istiyoruz hem çevremize hem de milletine faydalı bir fabrika olacağız diye düşünüyorum.  Üretim herkes yapar fakat bunu farklı boyuta kalite boyutuna tanıtım boyutuna taşımak çok önemli. Çünkü artık anladığım kadarıyla iş profesyonellerin elinde, artık ustalar yerine gençlerin önünü açmaya çalışan bir sektör izlenimi var. Zaman artık teknoloji üzerine. Makinelerin hepsi inovasyon ürünü. Hiçbir şey usta çıraklık ilişkisi ile yapılmıyor. Bütün hatlarda çalışanların hepsi uzman kimlikler ve eğitimli kişiler ve yaş ortalamamız çok düşük, hepsi genç insanlar. Gençlerin fikirlerine saygı duyulunca daha güzel şeyler oluyor. 

Kaliteyi konuşalım, müşteri ilişkilerini konuşalım, para en son konuşulan şey olsun.

Kalifiye elemanın sektör için büyük sıkıntı olduğu söylenir, siz nasıl görüyorsunuz durumu?

En büyük sıkıntı dediğiniz gibi personel sıkıntısıdır. Fakat insan yetiştireceğiz, insana değer vereceğiz dediğiniz zaman kalifiye elaman sıkıntısını en aza indirirsiniz. Bu zaman içerisinde oturacaktır fakat sektörün gerçek anlamda kalifiye eleman sıkıntısı her zaman olacaktır.

Bugün risk almadan üretim yapamazsınız önemli olan risklere nasıl hazırlandığınızdır. Bugün bizim piyasamız hiçbir zaman riskte değil çünkü pazar çok büyük. 

Son olarak bizimle paylaşmak istediklerinizi alabilir miyiz?

Derginize çok teşekkür ederiz özellikle bizleri de ziyaret ettiğiniz için. Kaliteyi konuşalım, müşteri ilişkilerini konuşalım, para en son konuşulan şey olsun, dileğimiz bu. Rakiplerimizi tanıyalım onlar bizi tanısınlar. Türkiye'nin önü açılsın bu sektörün büyümeye çok ihtiyacı var.