Ulusal ve uluslararası 100’ü aşkın PVC Kapı/Pencere markasına hizmet veren KAYA-PEN, yüksek kapasite, modern üretim ve sevkiyat süreci ile Türkiye’nin Lider PVC Kapı ve Pencere Aksesuarları üreticisi.

1977 yılında Sami KAYA tarafından Sinop ta kurulan firma faaliyetlerine cam sektörü ile başlamış. Daha sonra kendini yenileyerek, 1993 yılında PVC pencere ve kapı sistemleri imalatına girmiş. Ticari serüveni içinde edindiği bilgi, tecrübe ve kalite anlayışı ile 1997 yılında, PVC Pencere ve kapı aksesuarları üretimine başlamış. Bu alanda yapılan yatırımlar, teknolojik ve insan kaynaklı kurulan; Kalıphane, Plastik Enjeksiyon, Metal Enjeksiyon, Preshane, Elektrostatik toz boya hattı ve çinko kaplama tesisleri ile KAYA-PEN firması üretimini 6700 m2’si açık, 4750 m2’si kapalı bir alanda entegre tesis olarak 240'a yakın personeli ile sürdürmekte. Bu kıymetli firma amaçlarını şu şekilde sıralıyor;

• Müşterilerimizin talep ettiği ürünleri yüksek kalite seviyesinde üreterek, kısa sürede teslim etmek.

• Firmamız, kalite seviyesinin arttırılmasında malzeme temininin önemli bir faktör olduğunu kabul etmiştir. Malzemelerin firmamızın kalite politikasına uygun olarak teminini sağlamak.

• Kalite seviyesini arttırmak için personel eğitimini en üst seviyede tutmak.

• Yasal gereklilikleri her zaman karşılayacak şekilde süreçlerimizi düzenlemek ve geliştirmek.

• Her gün gelişen dünyamızda, firmamızın tesislerini mükemmelleştirmeye çalışmak.

• Ar-Ge birimimiz ile Teknolojik gelişmeleri yakından izlemek ve uygun yatırımların yapılması için araştırma ve geliştirme yapmak.

• Ürünlerimizi Türkiye ve Dünya standartlarına uygun olarak imal etmek.

ilkelerinin en başına ise müşteri memnuniyetini koyan firmanın ar-ge süreci de önemli detaylardan oluşuyor.

AR-GE kişinin, toplumun ve kültürün bilgi birikimini artırmak ve bu birikimin yeni uygulamalara yol açması amacıyla sistematik bir temele dayalı yapılan yaratıcı işleri kapsar, diyen firmanın kendi ar-ge birimi üzerine yaptığı tanım şöyle;

Yeni ürünlerin üretilmesini sağlayacak bilgilerin elde edilmesi, ürünün bilgisayar ortamında güncel programlar kullanılarak tasarlanması, prototip ürün üretimi veya mevcut bilgilerimizle oluşturduğumuz ürünlerimizi, yenilikçi fikir ve programlarla geliştirerek tekrar yapılandırmak amacı ile yapılan düzenli çalışmalar. 

Kaya-Pen’in AR-GE personeli, yükseköğrenim görmüş ve çalışma alanında gerekli sertifika, lisans, yetkinlik vb. belgelere sahip olan kişilerden oluşuyor. Bu doğrultuda firmanın AR-GE departmanın da teknisyen, tekniker ve mühendisler yer alıyor. Kaya-Pen, ortak bir çalışma olan AR-GE’nin ana hedefini “Her fikir bizim için dinlemeye değerdir,” düsturuyla özetliyor. 

İş güvenliği konusunda da kurumsal yapısını tamamlamış olan firma mevzuat gereği aldığı kararlarla da öne çıkıyor.

Standartların düştüğü ve kalite kelimesinin kirliliğe maruz kaldığı bir dönemde, her geçen gün ürünlerinin kalite çıtasını en üst seviyeye çıkarmaya çalışan bir firma Kaya-Pen. Artık dümdüz duvarların oluşturduğu binalardan bıkan yeni nesil, şekilli mimari dokunun bulunduğu binalarda oturmaktan yana diyor firmanın genel müdürü Kurtuluş Kaya. Sektörü, firmasını ve yol hikâyesini kendisinden dinledik.

Biz sizi tanıyoruz tabi ama okurlarımız için biraz firmanızdan bahseder misiniz? 

1993 yılında plastik doğrama sektörü ile başladık. 1997 yılında pvc kapı ve pencere aksesuarı imalatına girdik. 2011 yılında ağabeyimle başladığımız ticari ortaklığımızı bitirerek, ben aksesuar üretimine devam ettim. Ağabeyim ise doğrama işi yapmayı tercih etti. Plastik doğrama aksesuarları üretiyoruz. % 50 ihracat yapan bir kuruluşuz. Tamamen kapı kolları, bağlantı elemanları, menteşeler üretiyoruz. 

Sizin gözünüzden sektörün durumu nasıl görünüyor?

Sektör olarak pencerede standardımızı komple aşağıya çekiyoruz. 15-20 yıl önce 3 mm kalınlığında olan profiller 2 mm kalınlığına düşürüldü. Dünya'da her şeyin standardı yükselirken Türkiye ve yakın ülkelerde düşürülmesi endişe verici. Çünkü bu bizi bir yere getirmez. Burada hep maliyet konuşuluyor. Tabii ki maliyet önemli ama asıl düşünülmesi gereken standarttır. Bugün bir doğramacı bir bina doğramasını 2 bin liraya da yapabilir, aynı doğramayı 5 bin liraya da yapabilir. 5 bin liraya yapabiliyorsa, yapılan pencereden kendisi de kazanmalı, biz de kazanmalıyız, satan da kazanmalı. Biz kendi kendimize sektörü baltalamaya başladık ve bunu çok hızlı yapıyoruz. Üretimden montaja sektördeki herkes aynı kulvara girmiş durumda. Böyle giderse, aynı gemide olan imalatçılar olarak büyük bir bedel öderiz diye düşünüyorum. 

PVC konusunda büyük firmalar bu işin başlangıcında çok iyiydi. Okulu Pimaş’dı, daha sonra Egepen ile devam etti. Sonrası tek tek firmalar çıkmaya başladı ve başarılı işler yapıldı. Bugün çok yüksek katlı işlerde yabancı profiller tercih ediliyor. Neden oluyor, bunların araştırılması gerekiyor bence. Türkiye, kalitesiyle imalatıyla yeterli. Alman firması para kazanıyor ama biz kazanamıyorsak bunda bir sıkıntı vardır. Bugün bütün dünya katma değeri yüksek ürün üretme taraftarı. Fakat bizler standardı yukarı çekmek yerine aşağı çekiyoruz. Bu büyük bir yanlıştır. 

Konunuz aksesuar olması sebebi ile sormam gerekirse Türkiye'de aksesuar firmaları neden tam anlamıyla kurumsallaşamıyor, markalaşamıyor?

Türkiye'de markalar malzemesini iyi satıyor. Eskiden böyle değildi. Kazançlar yüksekti herkes bir makine alıp üretip satıyordu. Karlılık azalınca işin boyutu değişti. En son Antep bölgesinde iki PVC firmasının alüminyuma girişini duydum. İşte asıl sorun burada, herkes kendi alanında uluslararası boyuta geçmesi lazım, ama küçük ve orta ölçekli firmalar başka sektörlere yöneliyorlar. Kendi sektöründe daha büyük adımlar atacaklarına, başka bir sektörde de iş yapmayı seçiyorlar, bu yanlıştır.  Kendi sektörlerinde büyüyerek kurumsallaşabilirler.

Karadeniz bölgesinde imalat yapan özellikle Sinop gibi bir ilde imalat yapan güçlü bir kuruluşsunuz, bölgenin ticaretinize etkileri nasıl oluyor?

Biz 24 saat çalışan bir kuruluşuz. Türkiye'nin her noktasında var olan bir kuruluşuz. Her noktaya ulaşabiliyoruz. Ticarette her iki tarafın da kar edebileceği nokta bulunduktan sonra herkes ile çalışabiliyoruz.  Sinop ili küçük olduğu için öncelikle doğramada büyüyemeyeceğimizi düşündük. Aksesuar üretiminde gerçekten ciddi bir boşluk oluştuğunu fark ettik ve bu işe start verdik. Bugün geldiğimiz noktayı değerlendirirsek şayet, pazara baktığımız zaman üretimde iyi noktalara gelmişiz. 240 kişi çalıştırıyoruz. 20 yıllık bir firmayız. Baktığımız zaman 16 yıllık bölümü aksesuar için ayrılmış bir zaman dilimi. Hep işine yatırım yapan ve ileriye bakanlar için bölgenin pek önemi yoktur.

Genel anlamda aksesuar firmalarının geleceği konusunda özellikle yerli imalatçıların büyüyememe endişeleri gündeme geliyor. Siz firmanızın yaşam sürecinde kendinizi hangi noktalarda görüyorsunuz?

Öncelikle biz bu sektöre pencere üretimi ile başladık. Sektördeki birçok firma kalıpçılıktan ve pazarlamadan geldi. Biz bir pencerede ne lazım bunun yorumunu yapacak düzeydeyiz. O yüzden işimizi çok iyi yaptığımıza inanıyoruz. Sektörün gelişimi ile ilgili yatırımları yaparak firmamızı büyütüyoruz.

Özellikle alüminyum konusuna girmeyişinizin sebebini öğrenebilir miyim?

Firmamız alüminyum sektörüne girebilecek düzeyde bir firmadır. Sektörle ilgili iyi bir fizibilite araştırması yapılması gerekmektedir. Örneğin hangi ürünleri üretebiliriz? Bu ürünlerin piyasadaki satış şartları nelerdir? Üretim adetleri ne kadardır? Bununla ilgili yapılacak yatırım kaç yılda geri döner? Sektörde modeller sürekli değişiyor mu? Yapılacak ürünlerin piyasadaki firmalarda patentleri mevcut mu? Bu değerlendirmeler sonucunda karar verebiliriz.

Firmanızı ön plana çıkaran, ürünlerinizin albenisini oluşturan yapıdan bize bahseder misiniz?

16 yıldır aksesuar üreten bir firmayız. Firmamız hammadde fiyatlarının çok yükseldiği dönemlerde müşterilerini mağdur etmedi. Krizlerde mağdur etmedi. Ürün çeşitliliğimiz çok. Müşterilerimizin müşterilerine ürünleri direkt sevk edebiliyoruz. Müşterilerimizin bize olan güveni tam. Bir bölgede vade konusunda anlaşamadığımız müşterimiz ile ticari faaliyetimizi bitirdik. O müşterimizin bizde 300-400 müşterisinin sevk adresi vardı. Firmamız o müşteri ile birlikte bu adresleri sildi. Firmamız ticarette güvenin önemli olduğunu düşünüyor.

İhracat olmayınca hiçbir şeyin tadı tuzu olmuyor, bunu bilerek yaşamalı. Sanayici olabildiğince hareketli olmak zorunda. Her ülkeyi bilmek, tanımak zorunda.

Kapasitelerden bahseder misiniz?

Firmamız kapı ve pencere kolu, orta kayıt bağlantı elemanları ve menteşe üretmektedir. Bu ürünlerde Türkiye’deki sektör firmaları içinde üretim adedi ve çeşitlilik yönünden ilk iki firmadan bir tanesi olduğumuzu düşünüyoruz.

Yatırımlar olacak mı?

Mevcut fabrika binamızda alanımız kalmadı. İnşaallah bu yıl yeni bir fabrika binasına başlayacağız. Önümüzdeki yıl bitirmeyi planlıyoruz. Fabrika binamız bittikten sonra

yeni yatırımlar yapmayı düşünüyoruz.

Biraz bundan sonraki süreci anlatır mısınız?

Önemli olan mevcut yerimizi korumaktır. Bugün dünyanın her yerinde kriz var. Tabi ki Türkiye’de de kriz var. Krizlerde atılacak adımları çok iyi hesaplamak gerekiyor. Krizleri avantaja çevirebilirsiniz. Krizlerde büyük zararlarda alabilirsiniz. Çok dikkatli ve çok hesaplı hamleler yapmanız gerekiyor.

Son olarak bir sanayici gözüyle Türkiye'nin geleceğinden bahseder misiniz?

Sanayicinin çok fazla kredi ile çalışmaması lazım. Toplumumuzun büyük borcu oluştu. Bu şartları düşünerek yatırım yapmak gerekli. İhracat sanayi için önemli. Tabi bunu çeşitlendirmek gerekiyor. İhracat bir bölgeye sıkışmamalıdır. Çünkü ülkelerde krizler olabiliyor. Gelecekte Türkiye’nin katma değeri yüksek ürün üreten bir dünya ülkesi olmasını temenni ediyorum.