Tuğra Alüminyum 1993 yılında kurulmuş ve yirmi yıldır bölgesinde önemli hizmetler vermiş bir firma. 100 m2 ile başladıkları işte bugün 2000m2 lik kapalı alana sahip tesisleri ile hizmet veriyorlar. Yakında 4000m2 lik yeni yerlerine taşınacaklar. Sakin ve emin adımlarla ilerlemek isteyen bir firma izlenimi veriyorlar. Bölgenin arzını belirleyen bir iş anlayışları var. Firmanın değerli yöneticisi Halim Bey, bizi misafir ederek, bu işe nasıl başladığını ve ileriki yıllarda neler yapacaklarını anlattı.

Bize firmanızı tanıtır mısınız?

Tuğra Alüminyum 1993 yılında kurulmuş bir şirket. 2005 yılına kadar iki yerde faaliyet gösteren firmamız daha sonra Trabzon havalimanı karşısında toplam 2.000 m2 alana sahip yerine taşındı. Bugün 100 m2 den 2.000 m2 alana çıkmış bir firma olmak bizi gururlandırıyor ama şu an orası da dar geldiği için Erzurum yolu üzerinde 4.000 m2 alan kapalı yeni yerimizin inşaatını yapıyoruz. 

Bu sektörü nasıl seçtiniz, bir hikayesi var mı bunun?

1993 senesinde askerden dönünce bir büyüğümü ziyarete gelmiştim. Arkadaşım bana bu işten bahsetti, böyle bir şey yapacağız istersen bu işi birlikte yapalım dedi. Ben kendilerini çok iyi tanıdığım ve güvendiğim, onlara çok saygı duyduğum için hiç tereddüt etmeden evet dedim. Çünkü ticareti de çok iyi biliyorlardı.  Benim yabancısı olduğum bir sektördü ama iyi kötü eğitimli olmamız bizleri bu noktaya getirdi.

Kapasitelerden bahsetseniz biraz?

Bugün 50-60 ton aylık satışı olan bir firmayız. Sektörün iyi olduğu zamanlarda PVC satışımız da, kompozit panel satışımız da çok iyi. 2009 yılında 50.000 m2 kompozit panel satmışız. Bölge için bu kapasiteler ne ifade eder bilmem. Benim tespitim her şey bölgeye göre yapılır. Çok ciddi anlamda yatırım yapan bir kuruluşuz. Bunun yanında uzun yıllardır herkesle gönül bağı oluşturmuşuz. Samimi tedarikçilerimizle çevremizdeki iyi firmalarımızla bugünlere geldik. Bu sektörün yüzü ak firmalarından biriyiz. Borç yiğidin kamçısıdır lafına inanırız. Yatırımdan ve borçtan çekinmiyoruz.

Artık % 20 oranında kazançlar ortada yok ama illa bu kazançlar olacak dersen yaşayamazsın. Bugün malzeme alan kişi elini taşın altına koyarsa para kazanır. İmalat yapanlardan tek tek Allah razı olsun. Üretim yapmak insan çalıştırmak herkesin harcı değildir. Bugün fabrika ben fabrikamı satıyorum dese  değerinin % 10 rakamına zor satarken, malzemesini rafına koyup satan benim gibi esnaf işi bırakıyorum dese en fazla % 2 ile kapatır gider, hangisi daha riskli bunları düşünmek gerekiyor. Bu sebeple imalat yapanlara saygım çok büyük. 

Neden Tuğra Alüminyum?

Tuğra biliyorsunuz Osmanlı padişahlarının mührüdür. Şirketin ismini ararken, biliyorsunuz yazıyı okutan başlığıdır, bakarsın başlığa ilgini çekerse okursun, isim ararken herkesin ilgisini çekecek genel bir isim düşünüyordum, aklıma tuğra ismi geldi. Ecdadımıza olan aşkımız var. 600 yıl ülke yönetmek her babayiğidin harcı değil bir cihan imparatorluğu olmak büyük meziyet. Bu ülkeyi bize hediye edenlere teşekkür ederim. O yüzden hergeçen gün ismi daha fazla seviyorum. Mühim olan zirveye çıkmak değil orada kalabilmektir. Atlamadan zıplamadan emin adımlarla yürümektir.  Bizim de belki yavaş yavaş sanayiciliğe geçme zamanımız geldi. Tek sıkıntı erken yorulmamız. Bugün PVC sektöründe artık PVC işleme merkezleri kurulmaya başlandı. Bakıyorum bu yola gitmeyen diğer işletmeler zora girmeye başladılar. 3 yıl sonra orada artık iş yapamadığınız zaman geçmişte yaptığınız hatayı bulmanız lazım. Bugün mecburuz farklı sistemlerle bu işi yapmaya. 

Tuğra Alüminyumun hedeflerinden bahseder misiniz?

Beklentisi ve hedefi olmayan hiçbir firmanın ileriye bakacak gücü olmaz. Bizlerin de muhakkak beklentimiz hedeflerimiz vardır, fakat her şeyin başı önce zaman. Zamanı iyi değerlendirebilmekten geçiyor. Şartların iyi oluşması bizlere hep güç kazandırmış önümüzü görmemize sebep olmuştur. Bu yüzden doğru zamanı beklemek gerekmektedir diye düşünüyorum. Bugün yatırım yapma sevdalısıyım fakat kafanızdaki bedel bir bakıyorsunuz 3 kat yukarı çıkıyor. Böyle durumlarda hedeflerde sapma olmaz ama geçikme olur. Örneğin inşaat arazime ayırdığım bütçe arazi şartlarındaki olumsuzluk sebebi ile harfiyatı arttırmış süre olarak bir baktık bedel ciddi oranda bizi zorlamıştır. Çünkü oraya harcayacağımız bedel başka bir bölümü etkilemiştir. Başarabilirsek önemli bir projemiz var hayata geçerse hem bizi hem firmalarımızı çok mutlu edecek.

Kendinizi güçlendirin, daha sonra işletmenizi güçlendirin, daha sonra çevrenizdekileri güçlendirin.

Biraz satış pazarınızdan bahseder misiniz?

İç pazarda Trabzon'un tamamına çalışıyoruz, onun dışında, Ordu-Artvin-Erzincan-Erzurum ihracatta da Gürcistan'a sevkiyatımız oldu. Çok farklı sistemlerle çalışıp sürekli yeni bir şeyler bularak geçirmek gerekiyor hayatı. Bu bana yeter diyemezsiniz, demeye hakkınız yok. Kendinizi güçlendirin, daha sonra işletmenizi güçlendirin, daha sonra çevrenizdekileri güçlendirin. Sosyal açıdan gereklidir takdir edilen kurum ve kuruluş olmak zorundasınız. 

Bugün bölgede ürün mü firma mı belirliyor pazarı?

Ben bölgemde neyi satarsam o burada marka olur. Nedeni ise mücadelemi ben yapıyorum, fabrika benim burada çektiğim çileyi bilemez, yaşadığım zorluğu bilemez. Biz burada tedarikçilerle mimarla mühendisle inşaat firmaları ile doğramacı ile birebir yaşayan insanlarız. Derdimiz sadece malzeme alıp satmak değil ki burada. Burada Tuğra Alüminyumun 20 yıllık iş tecrübesi var. Nasıl olur da burada bizim sözümüz geçmez değil mi?

Son olarak bizlerle neler paylaşmak istersiniz?

Bugün tam olarak sıralamada hangi durumda olduğunu bilmiyorum ama Türkiye'de ya birinci yada ikinci sırada yer alan bir alüminyum ekstrüzyon tesisi ile çalışıyoruz. Halen bütün talebimiz onlardan geliyor. Çünkü her zaman onları başarılarından dolayı kutlamışımdır çok özel ve güzel insanlar bunlar. İşini doğru yapıyorlar, güzel yapıyorlar. 

Rakam vermek istemiyorum ama dünyada gelişmiş ülkelerin alüminyum tüketimi ile Türkiye’deki tüketimi karşılaştırın aradaki farka bakın alüminyum metalinin geleceğini görürsünüz. Kişi başı tüketim çok önemlidir ve bizim daha 3-4 kat daha alüminyuma ihtiyacımız var. Herşeyin başı yatırım geriye gitmenin bir lüksü yok. Her zaman ileri gitmek zorundayız..