Merhaba,
Alüminyum Yapı Dergisinin 81’inci sayısında yine birlikteyiz. Bana ayrılan bu sayfadan tüm sektör firmalarının çok kıymetli yöneticilerinin ve birbirinden değerli aziz okurlarımızın sağlıklı, bol kazançlı ve neşeli günler geçirmesini diliyorum. Birlik ve beraberliğe en çok gereksinim duyduğumuz bu zorlu dönemde, hep birlikte ülkemizin ekonomik ve sosyal hayatına güçlü katkılar saplayacak bir beraberliğe bağlanmamızı kalbi duygularımla temenni ediyorum.
Her konuda bölgesinin en güçlü ülkesi olan Türkiye, neredeyse her yazımda paylaştığım gibi zorluklar ve güçlükler içerisinde mücadele yeteneğini kaybetmeden ayakta duran ve başaran toplumdur ve böyle dirayetli, azimli bir neslin evladı olmaktan gurur duyduğumu yinelemek isterim. Bugün gerek terör olayları gerek dış piyasalardaki hesaplaşmalar gerekse de komşu ülkelerimizde yaşanan gerilimli operasyon rüzgârları beraberinde birçok dalgalanma da yaratmaktadır. İnsanlarda “Hadi artık, bitsin de biz de bir rahata kavuşalım,” dedirten bir rutine binen bu olaylar, öyle sanıyorum ki belirli bir durulma sürecine girecektir. Şunu çok iyi biliyor ve inanıyorum ki, tarihimiz boyunca ülkemize zarar vermek isteyen çarpık düşünce ve zihniyetler gücümüzü ve gelişmemizi engelleyemezler.
Türkiye, hedefleri olan, büyüyen ve gelişen, yer altı ve yer üstü kaynakları ve insan potansiyeliyle kendi kendine yetebilen, bu yönüyle de sürekli göz önünde olan, dikkatleri üzerinde toplayabilen bir ülkedir. Tarih boyunca bu hep böyle olmuştur. Genç ve dinamik nüfusuyla bugün dünyanın her yerine kalitesini ve işçiliğini taşıyabilmekte, kendi ürettiği ürünleri, kalitesiyle ve değeriyle kabul ettirebilmektedir. Değişik sektörlerden dev proje firmalarının uluslararası arenada büyük işler başardığına şahit olmak bizim ve ülkemiz adına sevindirici. Aynı zamanda kendi sektörümüz içerisinde de sürekli yatırım yapan kuruluşların ardı arkasının kesilmemesi ülkemize ve ülkemizin geleceğine olan inancımızı daha da güçlendirmektedir.
Başta inşaat sektörü olmak üzere, otomotiv sektörü, makine sektörü ve tekstil sektöründeki büyüme bunun en büyük işaretlerinin başında gelmektedir. Ekonomi bakanımız Sayın Nihat ZEYBEKÇİ daha yılın ilk günlerinde, sıcağı sıcağına 2018 yılında ekonomide artık yıllık altı aylık veya çeyrek dönem değil aylık dönemsel yükselişler kaydeden Türkiye’nin konuşulacağını ifade etti. 2017 yılında ilk üç çeyrekte %7,4 büyüdük, dile kolay, Üçüncü çeyrekte %11, son çeyrekte %7,1 büyüme gerçekleştirdik. Kafasını kuma gömdükleri için bu gerçeği görmek istemeyenler, zaman içinde Türkiye’nin ilerlemesinin çok gerisine düşerek acı gerçeği fark edeceklerdir.
Farkında olmamız gereken bir gerçek de şu: Komşu ülkede süren bir operasyondan söz edilse de gerçekçe ciddi savaş halinde olduğumuzu görüp ona göre davranmamız ve güçlü durmamız gerekiyor. Asla pes etmeden, yılgınlığa ve yorgunluğa düşmeden bu ülkenin bir parçası olduğumuzu düşünerek mücadelemizi vermemiz gerekiyor. Özellikle Türk Alüminyum Sektöründe yapılan yatırımların bu kadar yüksek derecede artıya geçmesi, ihracat verilerinde yaşanan ciddi gelişmeler bunun en büyük göstergesidir. Yatırım yapmalıyız hem iç piyasanın gelişimi hem dış pazarlarda daha güçlü durmak, ülke ekonomisini ve refahını daha üst seviyelere çıkarmak adına daha güçlü olmalıyız. Bu bizim geleceğimizi de teminat altına alacaktır. Bu ülke bizim hem geçmişimiz hem de geleceğimizdir, bunu asla unutmadan hareket etmeliyiz.
Şubat ayı içerisinde Adana İnşaat Fuarı’nı ziyaret ettiğim zaman ekibimle şuna şahit oldum; her yerde bir canlılık var fakat beklenti üst noktada olunca sıkıntı kaçınılmaz oluyor. Biz tam anlamıyla her zaman Avrupa veya gelişmiş ülkelerdeki firmaları örnek alırken, bizim bulunduğumuz coğrafyada yaşanan sıkıntı ve sorunlar onlarda yaşansa, onlar da aynı şekilde mi mücadele verirler yoksa bizden daha kötü duruma mı düşerler, onu da bilmek gerekiyor. Sanayicilerimizin, imalatçılarımızın en zor ve güç durumlarda dahi ülke ekonomisine değer oluşturmak adına verdikleri mücadelede kendilerine yürekten başarı ve sabır dilerken “Bir gün her şey daha farklı ve güzel olacak,” inancını aklımızdan çıkarmamız gerektiğini düşünüyorum.
Sektörüm ve kendi adıma bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan Zeytin Dalı operasyonunda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, şehitlerimizin kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Yüce Türk Milletine başsağlığı ve sabır dileğimizi kendimize ayrılan sayfalardan yinelemek isterim.
Her sayı olduğu gibi bu sayımızda da bizleri yalnız bırakmayan tüm sektör firma yöneticilerine yürekten teşekkür ediyorum.
